Unuttuğumuz konseptler: Lancia Fulvia HF Competizione (1969)
1960’ların sonlarında Lancia Fulvia’nın benzersiz ve özel bir varyantı olarak tasarlanan HF Competizione, ilginç bir hikayeye sahip. Model, 1969 yılında Cenevre ve Torino Otomobil Fuarlarında sergilenmiş ve araç üreticisi Ghia ile Hollandalı tasarımcı Tom Tjaarda (De Tomaso Pantera ve Ford Fiesta’nın tasarımcısı) arasındaki işbirliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Proje, Lancia’nın Ferrari’ye rakip olabileceği konusunda Ford’u ikna etmeye çalışan De Tomaso’nun fikriydi. Ancak De Tomaso’nun gerçek amacı, o sırada yakın arkadaşı Lee Iacocca tarafından yönetilen Ford’un Lancia’yı devralması ile Lancia’nın genel müdürü olmaktı. Ancak anlaşma gerçekleşmedi ve Fiat, rakibinin önüne geçerek Lancia’yı kendisi devralmaya karar verdi.
Fulvia HF Competizione, yarış pistlerine hükmetmek için tasarlanmıştı. Güç ve hafiflik sağlamak için çelikle güçlendirilmiş bir alüminyum şasiye sahipti ve bu sebeple, günlük kullanım için uygun değildi.
Geleneksel Fulvia’ya benzeyen şasi, dinamizmi artırmak ve ağırlık merkezini aşağı çekmek için 1.6 litrelik V4 motoru 3 cm alçaltacak şekilde modifiye edilmişti. Diğer teknik değişiklikler arasında arkada bağımsız bir aksın kullanılması ve arkaya büyük bir alüminyum tankın yerleştirilmesi yer alıyor.
Ancak değişiklikler burada bitmiyor: Fulvia HF Competizione, sportif karakterini vurgulayan aerodinamik bir tasarıma sahiptir. Gizlenmiş farlar, aracın yere basma kuvvetini düzenlemek için ayarlanabilir arka kanat ve yarış dünyasına atıfta bulunan hızlı-açılır yakıt kapağı da HF’e özel detaylardı. Ağırlığı azaltmak için yan camların ve ön camın değiştiğini de belirtmeden geçmeyelim.
O dönemlerde pek çok uzman, Lancia’nın Ford’la yapılan “anlaşma” suya düşmeden öncesinde 1970 Le Mans 24 Saat yarışlarına katılmak üzere çeşitli yarış pistlerinde test sürüşü yaptığına inanıyordu. Fakat, resmî bir bilgi bulunmuyor.
Aracın günümüzde nerede olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Model, 2020 yılında RM Sothesby’s tarafından düzenlenen çevrimiçi bir müzayedede 175 numaralı lot altında açık artırmaya çıkarıldı. O zamanki başlangıç fiyatı, 140 bin £ (5.7 milyon ₺) ile epey mütevazı bir değerdi.
GÜNCEL HABERLER
- 20:00 Unuttuğumuz konseptler: Lancia Fulvia HF Competizione (1969)
- 18:00 Lancia’nın fastback modeli Gamma, böyle görünebilir
- 14:00 Toyota, Avrupa’da ilk çeyrekte yüzde 10 büyüdü
- 12:00 Chery, Tiggo 9 Pro’yu Pekin’de tanıttı
- 20:00 Kia: EV9 GT, “çok güçlü” olacak
- 19:00 Google Maps, elektrikli araçlara uygun bir özellik geliştiriyor
- 18:00 Hyundai Ioniq 5 Advance, kampanyalı fiyatıyla listelendi!
- 17:00 Mazda Arata: Elektrikli SUV için ikinci şans
Bu haber hakkında
Marka | Lancia |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-04-27 20:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Opel Astra OPC X-Treme (2001)
1998’deki Opel Astra G’yi hatırlıyor musunuz? Olağanüstü özellikleri olmasa da milyonlarca üretilen sağlam bir kompakt otomobil. Bununla birlikte, kalite açısından ileriye doğru bir sıçramaydı. Her ikisi de Bertone tarafından tasarlanan cabrio ve coupe modeller ve 200 bg’ye sahip olan OPC gibi çekici versiyonlar sunuluyordu.
Ancak performans verilerini arşa çıkaran bir OPC modeli vardı ve ne yazık ki tek seferlik olarak kaldı. IAA 2001’de Opel, Astra OPC X-Treme ile herkesi şaşırttı. 0-100 km/s hızlanmasını 3.9 saniyede tamamlayan ve 444 bg güç ve 530 Nm tork üreten bu konseptin, üretim hattına taşınmaması büyük hüsran.
Astra OPC X-Treme, yola uygun bir DTM yarış otomobili gibi görünmesinin yanı sıra gerçekten de öyleydi. Tamamen sürülebilir, el yapımı prototip standart Astra Coupe’ye değil, 2000 DTM sezonundan bir Opel Astra V8 Coupe’nin şasisine ve aktarma organlarına dayanıyordu, ancak parçaların neredeyse yarısının değiştirildiği söyleniyor.
O dönemde Opel, Manuel Reuter ile ikinci olmuş ve 2003 yılına kadar DTM’de aktif olarak yer almıştı. Opel Performans Merkezi’nde (OPC) geliştirilen çalışmayla Opel, motor sporları ve seri üretim arasındaki sinerjiyi göstermek istedi: Volker Strycek, “Bu yüksek teknolojili spor otomobille gerçekten neler yapabileceğimizi göstermek istiyoruz” dedi.
Astra OPC X-treme’in öne monte edilmiş 4.0 litrelik V8 motoru, Cadillac Northstar imzası taşıyordu ve arka tekerlekleri tahrik ediyordu. Sıralı, senkronize olmayan altı vitesli şanzıman arka aksa (transaks) yerleştirilmiş ve diferansiyel ile bir arada bulunuyordu. Gövde, karbon fiber takviyeli plastikten yapılmıştı. Amortisörler ayarlanabiliyordu ve tekerlekler, çift salıncaklı süspansiyona sahipti.
DTM yarış otomobiline kıyasla yapılan değişiklikler temel olarak karbon fiber malzemeden yapılmış fren diskleri ve altı pistonlu kaliperlerle donatılmış frenlerle ilgiliydi. Astra OPC X-treme ayrıca susturucularla modifiye edilmiş bir egzoz sistemine sahipti. Ön spoiler ve arka kanat da yola uygun versiyona özeldi ve ABS/ESP gibi güvenlik teknolojileri bulunmuyordu.
Azami hız, seçilen vites oranına bağlı olarak 310-330 km/s arasındaydı ve 0’dan 100’e hızlanma 3,9 saniye olarak ölçülmüştü. Yakıt tüketimi “yirmi litrenin oldukça altında” olarak belirtilmiş. Lansman sırasında 10 adet sipariş aldığını belirten Opel, etkinliğin 11 Eylül 2001 tarihine denk gelmesi sebebiyle, yaşanan ekonomik krize kurban gitti. Günümüzde GSe ismini taşıyan en performanslı Astra versiyonu, 225 bg güç üreten PHEV güç ünitesine sahip.
GÜNCEL HABERLER
- 12:00 Unuttuğumuz Konseptler: Opel Astra OPC X-Treme (2001)
- 10:00 Jaecoo 7 Türkiye için geri sayıma başladı!
- 20:00 Şimdiye kadar yapılmış en hızlı BMW’ye merhaba deyin!
- 17:17 Chery QPower imzalı hibrit modeller, 1000 km menzil sunacak!
- 20:00 DS, 2024 için yeni donanım seviyelerine sahip: Pallas ve Étoile
- 18:00 Citroën’in yeni Coupe-SUV’si: Basalt Vision
- 14:00 Yeni Toyota Land Cruiser Prado, yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye’de!
- 12:07 Togg T10X’e 1.4.0 güncellemesi geldi
Bu haber hakkında
Marka/Model | Opel Astra OPC |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-04-01 12:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Rinspeed Aliporta (1981)
Rinspeed ismini, Cenevre Otomobil Fuarında tanıttıkları çılgın prototipler ile hatırlayabilirsiniz. Dünyada benzeri olmayan ilginç projeleri yollara taşıyan Rinspeed, sQuba ismini verdiği su üstünde gidebilen bir elektrikli Lotus bile tasarlamıştı. 1979 yılında Frank M. Rinderknecht tarafından İsviçre’de kurulan üretici, günümüzde bütün büyesini kaydemiş hâlde.
Fakat 1981 yılına dönüp Rinspeed’in aktif olduğu ilk yıllarına baktığımızda Cenevre Otomobil Fuarında tanıtılan çok ilginç bir model görüyoruz. İlk nesil Golf GTI temelinde üretilen Aliporta konsepti, o dönemin yıldızlarından DeLorean DMC-12’ye rakip olarak tasarlanmıştı.
Gullwing tipi kapıları ile 50’li yılların Mercedes-Benz 300 SL’ini hatırlatan Aliporta, ön ızgaranın iki tarafında üçer adet kare far ile epey ilginç bir yüze sahipti. Arkada ise Turbo takısının ilk kez kullanıldığı Porsche 911 modellerinde olduğu gibi büyük far takımları, reflektif bir şerit ile birleştirilmişti.
Aliporta’nın gövdesi, genişletilmiş çamurluklar ve gövde rengine boyanmış özel tampon tasarımı ile Golf’ten epey ayrışıyordu. Kabinde, üç kollu sportif direksiyon ve orta konsolda yer alan Panasonic televizyon ile karşılaşıyoruz. Ayrıca Sony imzalı Hi-Fi müzik sistemi de iç mekana keyif katıyor.
Recaro koltuklar ile donatılan Aliporta, Bilstein süspansiyonlar ile alçaltılmıştı. Pirelli P7 lastikler ile sarılı 15 inçlik jantlar ile yola çıkan model, kaputun altında Golf GTI’a can veren 1,588 cm3 hacimli ve dört silindirli motora sahipti. Rotomaster TO4B turboşarj ile iyileştirilen motorun güç çıkışı ise 135 bg seviyesindeydi. Bu sayede 0-100 km/s hızlanmasını 7.5 saniyede tamamlayan aracın azami hızı 200 km/s seviyesindeydi.
GÜNCEL HABERLER
- 20:00 Nissan GT-R, iki adet özel versiyon ile üretim hattına veda ediyor
- 19:00 Unuttuğumuz Konseptler: Rinspeed Aliporta (1981)
- 18:00 Volkswagen: 2028’den itibaren otomobiller, yazılım odaklı geliştirilecek
- 11:00 Bu Bugatti Chiron’u satın alana, Rolls-Royce Wraith hediye!
- 10:00 Mercedes-AMG, yeni sedan modelini test etmeye başladı
- 20:00 Volkswagen, ID.Buzz GTX’i 21 Mart’ta tanıtacak
- 18:00 Brabus imzalı AMG S63, 930 bg güce sahip!
- 14:00 KYMCO, GT 350’yi Motobike 2024’te sergileyecek
Bu haber hakkında
Kategori | KONSEPTLER |
2024-03-18 19:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Fiat Marrakech (2003)
Fiat Panda, tarihi boyunca çok sayıda alışılmadık değişikliğe maruz kaldı. Ancak üreticinin Barselona’daki 2003 Otomobil Fuarında “Fiat Marrakech” adı altında sunduğu bu konsept, Panda serisi için bile oldukça çılgınca. Aslında küçük bir cabrio, hem de dört tekerden çekişli.
Aynı ismi taşıyan Fas şehri Marakeş için tasarlanan araç, 3.57 metre uzunluğu ve 1.61 metre genişliği ile dar sokaklara uygun olduğunu kanıtlıyor. Fiat Marrakech, 1.48 metre yükseklik değerine rağmen üstü açılabilir olduğu için epey ferah bir kabin sunuyor.
Bu konsept, standart cabrio’lara kıyasla daha akılcı çözümlere sahipti. Örneğin alçak ve camsız kapı tasarımı, yolcuları koruyan destek çubuklarına yer açıyordu. 1950-60’lı yıllarda Fiat 500 temelinde üretilen “Jolly Beach” araçlarını anımsatan bu tasarıma ek olarak Marrakech, dört tekerden çekişe sahipti.
Viskoz kaplinli bu sistem, kumsalda ve bozuk yollarda bile yol tutuşu sağlıyordu. Fiat, bu konseptin teknolojilerini ve güç ünitesini maalesef açıklamamış olsa da Dualogic otomatik şanzıman ve multimedya ekranına entegre bir uydu navigasyon sistemi bulunacağı belirtilmişti.
Bugün, böyle bir konsept tamamen garip görünüyor olsa da o tarihlerde alışılmışın dışında bir model değildi. Küçük üstü açılır arabalar, o dönemde oldukça popülerdi ve Citroën, Peugeot, Opel ve Nissan gibi rakipler de aynı derecede ilginç modeller tasarlamıştı. C3 Pluriel, 206 CC ve Tigra TwinTop gibi modelleri örnek verebiliriz.
GÜNCEL HABERLER
- 18:00 Unuttuğumuz Konseptler: Fiat Marrakech (2003)
- 16:00 Alpine, özel bir lansman ile Türkiye’ye giriş yaptı
- 12:00 Hollandalı Carver, Türkiye’de satışa çıkıyor
- 20:00 Google Haritalar, binaların giriş yönünü göstermeye başlıyor
- 18:00 Techart imzalı 911 Turbo S’e merhaba deyin!
- 16:00 Alfa Romeo, Mart ayına özel fırsatlarını duyurdu!
- 12:08 Chery’den Mart ayına özel fırsatlar!
- 20:00 Skoda, yeni SUV’sinin ilk teaser videosunu yayınladı
Bu haber hakkında
Marka | Fiat |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-03-10 18:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Ford GT80 (1978)
GT40, 1960’lı yıllarda tam bir uzay mekiği muamelesi görüyordu. 24 Saat LeMans yarışlarında Ferrari ile rekabet etmesi için tasarlanan bu mühendislik harikası, Amerikan otomobil tarihinin en efsanevi isimlerinden birisi. 2004 yılında ikinci nesline kavuşan otomobil, öncesinde GT80 ve GT90 konseptlerine ilham olmuştu.
GT80, Ford mühendislerinin ürettiği en çılgın projelerden birisi. BMW ve Volkswagen’da yaptığı işler ile tanınan Luigi Colani tarafından çizilen aşağıdaki prototip, aerodinami odaklı yapısı ile epey etkileyici bir model olmayı başarıyor.
Colani, kariyeri boyunca aşırı aerodinamik çizgileri ile öne çıkan araçlar tasarladı. GT80’de de yeteneğini konuşturan usta mühendis, Lotus 80 Formula1 aracına benzeyen arka tasarımın, 1967 yılında “C-shape” ismini vererek patentini almış. 1980 yılında Frankfurt am Main’de IAA sırasında tanıtılan konsept, 1973-78 yılları arasında geliştirilmişti.
GT80, Colani’nin “en iyi malzemeleri kullanma” isteği sebebiyle o tarihin Rolls-Royce’larından bile daha yüksek bir maliyete sahipti. Ford Cosworth imzalı 3.4 litrelik V6 motoru sayesinde 405 bg güce ulaşan araç, ZF üretimi 5 ileri şanzıman ile tanıtılmıştı.
ZF, aracın elektronik sistemlerinin geliştirilmesinde de yer almıştı. Ön kanat yüksekliğini otomatik olarak ayarlayan sistem, yüksek süratlerdeki hava sürtünmesini azaltarak aracın daha fazla downforce üretmesini sağlıyordu.
Direksiyon simidine yerleştirilen hava yastığı, 1980 yılı için sıradışı kabul ediliyordu. 20 cm kalınlığındaki izolasyon malzemesi sayesinde kokpitin içerisindeki gürültünün azaldığı GT80, üretim hattında bir fırsat bulamadığı için tarihin tozlu raflarında kalmış oldu.
GÜNCEL HABERLER
- 20:00 Unuttuğumuz Konseptler: Ford GT80 (1978)
- 18:00 Renault, içten yanmalı modeller üretmeye devam edecek
- 16:00 Opel’den dikkat çeken Mart fırsatları!
- 12:00 Pirelli’nin yeni F1 lastikleri görücüye çıkıyor
- 20:00 RS3 motoru taşıyan bu Superb, 730 bg güce sahip
- 19:00 McLaren’ın yeni hiper otomobili bu yıl tanıtılabilir
- 18:00 Mate Rimac: “0’dan 100’e 1 saniye” mümkün ama çok zor
- 17:00 Maserati GranCabrio, 550 bg güç ile tam bir keyif makinesi
Bu haber hakkında
Marka | Ford |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-03-02 20:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Tata Xover (2005)
2000’li yılların başında Tata, Avrupa’daki ismini büyütmek adına daha geniş bir model portföyü sunmaya karar verdi. Üretici, bir pickup’ın yanı sıra Indigo ve Indigo Marina modelleri ile şehir otomobili segmentine de girmeye çalıştı. Ancak Hintli üreticinin daha da önemli planları vardı ve ilk kez 2005 Cenevre Otomobil Fuarında tanıtılan Xover bunu açıkça ortaya koydu.
O zamanın en önemli otomobil fuarlarından birinde Tata, bugüne kadarki en büyük modelini dünyaya tanıttı. Uzunluğu 4,85 metre olan Xover, ön ve arkaya hakim olan ince farları ve arka lambalarıyla sağlam, kutu gibi bir görünüme sahipti.
Alt gövde, nispeten bozuk yollarda sürüş yapabilmek için güçlendirilirken, bagajda modüler bir alan vardı. Geniş yolcu bölmesi yedi kişiye kadar yer sunarken, yükseltilmiş oturma pozisyonu daha iyi görüş ve daha fazla güvenlik sağlıyordu.
Xover, sonraki yıllarda Aria isimli bir modelin ortaya çıkmasını sağladı. 2010-2017 yılları arasında üretilen araç, konsepte kıyasla daha sıradan bir tasarıma sahipti fakat bütün işlevsellik özelliklerini taşıyordu.
Indica ile aynı platformda üretiliyordu ve Euro 4 standardını karşılayan 2.2 litrelik dizel motoru sayesinde 150 bg güce sahipti. Versiyona bağlı olarak 5 veya 6 ileri manuel şanzıman veya 4 veya 5 ileri otomatik şanzımanla birleştirilmişti.
GÜNCEL HABERLER
- 18:00 Unuttuğumuz Konseptler: Tata Xover (2005)
- 12:00 Audi Q3 | Test Ortasında Duruyorduk! | Geyik Testi
- 20:00 Range Rover, 23 inçten daha büyük jant üretmeyecek
- 18:00 Jeep, 2025 yılı için 5 yeni model planlıyor
- 16:00 TürkTraktör 70. Yılında 1.111.111’inci traktörünü üretti
- 12:02 Peugeot, 2023 yılı mali sonuçlarını açıkladı
- 20:00 Lancia Ypsilon HF, böyle görünebilir
- 19:00 Hyundai i20 N ve i30 N modelleri yolun sonuna geldi
Bu haber hakkında
Marka | Tata |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-02-25 18:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Saab EV-1 (1985)
1980’lerde İsveçliler, EV-1’i otomobilin geleceği olarak görüyordu. Saab tarafından tasarlanan ve ilk kez 1985 Los Angeles Otomobil Fuarında görücüye çıkan bu konsept, dönemine göre epey devrimci bir ruh taşıyordu. O zamanlar EV, elektrikli araç anlamına gelmiyordu yani aracın gerçek adı Deneysel Araç-1’di.
900 Turbo 16V modelini temel alan bu araç, sonraki yıllarda Saab’ın seri üretim otomobillerinde kullanılarak rakiplerine fark atmasını sağlayacak olan teknolojilere ve 2+2 koltuğa sahip bir spor otomobildi. Atölyede 6 ayda hazırlanan bu konsept, güvenlik ve verimlilik temelinde geliştirilmişti.
Prototip, daha sonrasında seri üretim modellere dahil edilecek teknolojilerin kullanılması için test faresi görevi gördü. Fakat sonraki yıllarda yollara çıkan Saab modellerine dahil edilmeyen en bariz özellik, aracın elektrik sistemine güç veren 66 hücreli güneş piliydi.
Aracın kapıları, kaza önleyici karbon fiber levhalara sahipti ve camlar, ısıyı yansıtacak şekilde tasarlanmıştı. Chevrolet Corvette’den alınan ısıtmalı ve sırt ayarlı koltukların bulunduğu iç mekan, “Gece Paneli” ismi verilen dijital gösterge paneli ile bir araya geliyordu.
Teknik detaylara geldiğimizde bu araca güç veren 2.0 litrelik dört silindirli turbo motor ile karşılaşıyoruz. 285 bg güç üreten bu ünite, aracın 0-100 km/s hızlanmasını 6.9 saniyeye çekiyordu. Azami hızı 270 km/s olan bu spor otomobil, dönemin Porsche 911 Carrera’sına kıyasladığımızda bile epey başarılıydı. 911’in 3.2 litrelik motoru 231 bg üretiyordu ve aracın azami hızı 254 km/s seviyesindeydi.
Hollywood’da da yer edinen bu konsept, Geleceğe Dönüş 2 filminin bir sahnesinde arka plan açık şekilde görünüyordu.
GÜNCEL HABERLER
- 11:00 AAA: Geri vites acil fren asistanlarına güvenmeyin
- 10:00 Unuttuğumuz Konseptler: Saab EV-1 (1985)
- 20:00 Defender’ın tasarımcısı, Audi ekibinin başına geçiyor
- 18:00 Bu video, yapay zeka tarafından üretildi
- 16:00 Citroen’in en çok elektrikli sattığı 3. ülke Türkiye oldu
- 12:00 Mercedes-Benz E180 | Bu Gövdeye Bu Motor Olmuş Mu? | Neden Almalı?
- 20:09 Porsche X Puma basketbol ayakkabıları satışa sunuldu
- 18:00 Renault 5’in Alpine logolu kardeşi, casuslara yakalandı
Bu haber hakkında
Marka | Saab |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-02-19 10:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz konseptler: Nissan Chapeau
Bundan 30 yıl öncesine baktığınızda Nissan’ın ilginç konseptleri, 1989 Tokyo Otomobil Fuarında ziyaretçilere sergilenmişti. Japon üretici o yıllarda farklı konseptler ile müşteri karşısına çıktı. Pike Factory tasarımcılarının elinden çıkan Figaro, BE-1, Pao, Rasheen ve Chapeau isimli konseptlerin bazıları üretim hattına taşınırken bazıları unutuldu gitti.
Bunların arasından Chapeau; benzersiz proporsiyonu, pembe boyası ve devasa kokpiti ile ilgi çekmeyi başarıyor. Neredeyse dikey konumlandırılan ön cam ve Kei otomobiller ile MPV harmanı gibi görünen kutumsu tasarım bizlere telefon kulübelerini anımsattı.
Maalesef aracın boyutlarına dair teknik verilere sahip değiliz. Fakat o tarihte paylaşılan yazılara göre aracın arka bölümünde ayakta durabileceğiniz bir hacim sunuluyormuş. Tasarıma baktıkça, neden üretim hattına taşınmadığını daha iyi anlıyoruz. Fakat garip tasarım hatları sayesinde Chapeau konsepti, kullanışlılık açısından çok iddialı özelliklere sahip.
Arka bölümün tasarımı sayesinde bir minivan olarak görebileceğimiz otomobil, eşya taşımaya epey uygun görünüyor. Boyutları açısından tam bir segmente yerleştiremediğimiz otomobilin güç ünitesi de başka bir hikaye. Bildiğimiz kadarıyla 1.5 litrelik benzinli motordan güç alan bu araç, tasarımı gereği aerodinamik yapısında büyük sorunlar yaşayacağı için yakıt verimliliği beklemek yanlış olur.
GÜNCEL HABERLER
- 19:15 Chery, 3 model serisi ile Avrupa’ya açılacak
- 18:00 Unuttuğumuz konseptler: Nissan Chapeau
- 17:00 Toyota, GR GT logosunun patentini aldı
- 16:00 Avrupa’nın en büyük siyasi partisi, içten yanmalı motor yasağını ertelemek istiyor
- 14:30 Fiat’tan yeni yıla özel fırsatlar!
- 09:57 Opel Crossland öldü: Çok yaşa Opel Frontera!
- 02:05 2024 makyajlı Volkswagen Golf resmen tanıtıldı!
- 23:00 Volkswagen, Amarok temelli SUV konseptini paylaştı
Bu haber hakkında
Marka | Nissan |
Kategori | KONSEPTLER |
2024-01-24 18:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: Toyota Alüminyum Gövde!
Çeviren: Eren Efe Kandemir
Günümüzde otomobillerin mümkün olan çoğu parçası hem maliyetleri düşürmek hem de ağırlığı azaltmak için alüminyumdan imal ediliyor. Fakat 70’li yıllara döndüğümüzde bu seçim yalnızca yarış otomobillerinde bulunuyordu.
1993 yılına geldiğimizde ise Audi, gelecekte A8’e dönüşecek olan ASF modeli ile sansasyon yaratmayı başarmıştı. Fakat Toyota, tam 16 yıl önce 1977 Tokyo Otomobil Festivali’nde “alüminyum gövdeli deneysel aracını” tanıtmıştı bile.
Açık olmak gerekirse BMW Z3 ve AMG GTS’in benzetildiği palyaço ayakkabıları, bu deneysel aracı betimlemek için birebir. Bu uzun kaputun altında devasa bir motorun saklandığı da yok, Toyota’nın yerleştirdiği motor yalnızca 547 cc hacminde, yani 0.5 litre kadar.
İç mekana ait fotoğrafları bulamamış olsak da epey kompakt bir ortam sunulduğu aşikâr. Minivanlarda gördüğümüz şekilde kızaklı kapılardan girilen araç 2 kişilik alan sunuyor gibi görünüyor.
O tarihte “süreklilik ve verimlilik için atılan bir adım” olarak tanıtılan bu konsept, 3.56 metrelik (yaklaşık Kia Picanto kadar) kısalığıyla şehir içi gündelik kullanımlar için ideal bir araç olmayı vadediyordu. Yakıt konusunda ise aracın sadece 450 kg olması sayesinde 60 km/s sabit hızda 2.85 Litre / 100 km’lik bir yakıt tüketimi vadedilmişti.
1977 yılında tanıtılan bu konsept, 1978 yılında Toyota’nın broşür kapağında yer edinmeyi de başarmıştı. Bu tasarım o tarihte kalmış olsa da günümüz Toyota’larında bolca alüminyum parça kullanılıyor. Örneğin GR Corolla’nın kaputunda ve kapılarında hafiflik için ek önlemler alındığını biliyoruz. Yani kendisi yollara kavuşmamız olsa da bu konsept, günümüze bir öğreti olarak yansıyor.
GÜNCEL HABERLER
- 11:04 Unuttuğumuz Konseptler: Toyota Alüminyum Gövde!
- 09:34 Alfa Romeo’nun yeni crossover’ı Milano ortaya çıktı!
- 19:00 Toyota, elektrikli bir Hilux üretebilir!
- 18:00 Makyajlı Ford Kuga’dan ilk casus fotoğraflar geldi
- 17:00 Audi A7 Avant ilk kez görüntülendi!
- 16:00 Ram, 142.000 adet modelini geri çağırıyor
- 12:00 2024 Lancia Ypsilon’dan yeni teaser’lar geldi
- 10:26 Elektrikli Range Rover, V8 gücü sunacak!
Bu haber hakkında
Marka | Toyota |
Kategori | KONSEPTLER |
2023-12-15 11:04:21
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri
Unuttuğumuz Konseptler: 2005 Honda Wow
Yazan: Eren Efe Kandemir
Otomobil tercihimizde aracın pratikliği ve işlevselliği büyük bir etkiye sahip. Honda’nın 2005 yılında Tokyo Motor Show’da tanıttığı bu konsept ise pratiklik konusuna yeni bir bakış açısı getiriyor. Honda WOW ile tanışın. Ya da uzun adıyla Wonderful Open-Hearted Wagon!
Karşımızdaki araç gerçekten de harika görünen bir minivan. Evcil hayvanlarınız ile yolculuk yapmaya yönelik tasarımı ise iyi kalpli oluşunun kanıtı.
Bundan 18 yıl önce Honda mühendisleri, 4 kişilik ve iç hacmi geniş bir otomobil tasarladı. Bu tasarımın alametifarikası ise evcil hayvanlar için özel bir bölmeye sahip olması. Özellikle kedi ve köpeklerin düşünüldüğü bu bölme, istenirse çıkarılıp yolculara daha fazla diz mesafesi de sunabiliyor.
Alternatif olarak, normalde torpido gözünün bulunduğu bölümde de küçük dostlarımızın yolculuk edebilmesi hayal edilmişti. Şahsen gerçek hayata geçirilmesi mümkün görünmeyen bu tasarım, güvenlik açısından tehlike oluşturuyor. Yine de sonuçta konumuz bir konsept çalışması olduğu için asıl amacına, yani günlük yaşamda evcil hayvanlarımızı taşıma konusuna odaklanmalıyız.
Honda WOW yıllar öncesine ait bir konsept olsa da malzeme seçiminde güncel bir örnek. Japon üretici, bu konsept için doğal lifler ve ahşap kullanmış. Ayrıca aracın dengesini sağlamak için ağırlık merkezi epey alçak bir konumda tutulmuş.
WOW’da ayrıca özel klima menfezleri ve küçük dostlarımızın rahatça hareket etmesini sağlayan merkezi bir geçiş yolu bulunuyor. Eğer bu konsept gerçeğe dönüşseydi satın alır mıydınız?
GÜNCEL HABERLER
- 17:00 Yeni Dacia Duster, yeni Lada Niva’ya can verebilirmiş
- 16:00 Unuttuğumuz Konseptler: 2005 Honda Wow
- 13:53 Yeni Suzuki Swift resmen tanıtıldı!
- 11:54 Grand Theft Auto VI fragmanı yayınlandı
- 11:09 Porsche, Leipzig’deki 2 milyonuncu aracını üretti
- 19:21 Tarihin en güçlü station wagon’una bakıyor olabilirsiniz!
- 18:00 Sahibinden.com ve Auto King güçlerini birleştirdi
- 16:00 PETRONAS Madeni Yağlar, CTI Sempozyumu’nun altın sponsoru oldu
Bu haber hakkında
Marka | Honda |
Kategori | KONSEPTLER |
2023-12-06 16:00:00
–
Kaynak
–
tr.motor1.com
- Published in Otomobil Haberleri